Yunan Mitolojisinde Narkissos’un hikayesi kısaca şöyledir: Narkisos, ırmak ilahı
Kephissos ile arındırıcı suların bekçi perisi Liriope’nin oğlu olarak dünyaya
gelmiştir. Bir kahin, ebeveynine Narkissos’un bu dünyada, kendi yüzünü
görmediği sürece yaşayacağını bildirir. Narkissos bir gün bir su kaynağına
gelir ve suya eğilerek içmeye başlar. Bu sırada suya yansıyan yüzünü görür. Sudaki
aksını (kendi yüzünü) gördüğünde kendini hayranlıkla seyre dalar ve kendisine
âşık olur. Bu seyirden kendisini alamayan Narkissos giderek hissizleşir, dünyevi
yaşamdan uzaklaşır, yaşama gözlerini yumar ve bulunduğu yere kök salarak
açılmış bir çiçeğe dönüşür. Bu çiçek, güneş gibi, sarı göbekli, beyaz yapraklı,
çevresine güzel kokular yayan bir çiçektir (Nergis Çiçeği). Ölümünden sonra Styx nehrinin sularına katılır.
Mitolojide anlatılan Narkissos’un hikayesinde bir çok ezoterik
içerik, metaforik anlatım (semboller)
mevcuttur. Bu bağlamda;
- Henüz sudaki aksını (yansımasını) görmemiş Narkissos inisiye
olmamış, hakikatin ışığı ile aydınlanmamış insanı,
- Narkissos’un kendi yansımasını gördüğü akar su, ezelden ebede
akan yaşamı, bilginin kaynağını, sonsuzluğu ve hakikati,
- Eğildiği sudan içmesi
bilginin kaynağına erişmesini, inisiye olmasını, aydınlanmaya başladığını,
- Sudaki yansımasına aşık olması bilginin yarattığı tutkuyu,
aydınlanmış insanın mutluluk halini,
- Dünyevi yaşamdan uzaklaşması kendine bir çeki düzen vermeyi,
insan olmanın en temel düsturu olan “kendini
bilmeyi”,
- Bulunduğu yere kök salması ve çiçeğe dönüşmesi, bilginin
kaynağından uzaklaşmamayı ve bilginin paylaşılması gerektiğini,
- Dönüştüğü çiçeğin sarı göbeği güneş gibi aydınlatan bilge
insanı, beyaz yaprakları dürüstlüğü, güzel kokusu ise başkaları nazarında
yarattığı övgüye değer olumlu vasıfları,
temsil eder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder