Hititler, “Ekmek” ve “Su” üzerine.
Bu
yazımda, Anadolu’nun kadim kültürlerinden Hititler’in kutsal saydığı “ekmek ve su” hakkında aktarımda
bulunmak istedim. Anadolu yemek kültürü üzerinde okuduğum bir kitapta
yazılanlardan hareketle bu yazıyı kaleme aldım.
Son
zamanlarda yapılan arkeolojik kazılar; insanlığın ilk yerleşik yaşama geçtiği
ve tarımsal faaliyette bulunduğu yerin Anadolu olduğunu göstermekte.
Dolayısıyla temel gıda maddelerinden biri olan ekmeğin hammaddesi buğday da
(yabani buğday) ilk kez Anadolu’da yetiştirilmiştir.
Hititler
açısından ekmek tıpkı Anadolu
insanının bugün dahi yemek-içmekle, karın doyurmakla eşdeğer tuttuğu bir
değerdir. Beslenme denildiğinde akla ilk hep ekmek gelir. Hitit insanının temel gıda maddelerinin ekmek ve su olduğu Hitit yazıtlarında
görülmektedir. Hititçenin çözülmesinde büyük rol oynadığı kabul edilen “ve ekmeği yiyiniz, suyu da içiniz” (an
azzasteni watar- a ekutteni) şeklindeki ilk Hitit Kralı 1. Hattuşuli’nin
askerlerine verdiği öğüt, kanaatkar ve sade insan tipini betimlemektedir.
Hititler ekmek ve suya, gıda maddesi olmanın
ötesinde bağlılığı (ahde vefayı), dostluğu, dürüstlüğü ifade etmek üzere ezoterik (batıni, içrek) bir anlam da yüklemişlerdir.
Dostluğun ve sevginin tesisini, toplumsal dayanışmayı ifade etmek amacıyla ekmek ve su metafor, birer sembol olarak
kullanılmıştır. Bu inanış Anadolu’da da geçerlidir.
Çocukluğumda bir ahbap ya da dosttan bahsedilirken, sevdiklerini yad ederken “çok ekmeğini yedik suyunu içtik” denildiğini
hatırlarım. Bu ifadelerin ne kadar eski olduğunu, köklerinin kadim Anadolu
Medeniyetlerine kadar uzandığını bu vesileyle öğrendim ve sizlere aktarmak
istedim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder