“Referandum”, “Plebisit” ve “Konsensus”
kavramları üzerine
Bu yazımda
sıklıkla duyduğumuz, Latinceden tüm batı dillerine geçmiş, Roma Medeniyetinin
(Hukukunun) bizlere armağanı birer anayasa hukuku terimi olan “referandum”, “plebisit” ve “konsensus”
kavramları üzerine yazmak istedim.
“Referandum”, Latince “referendum” sözcüğünden
gelir, Türkçe’de “halkoylaması”
terimi ile ifade ederiz, belli bir konuda halkın fikrini almak, hakemliğine
başvurmak anlamına gelir. Referandum öncesi halkın görüşüne, oyuna, onayına
sunulacak konunun halka dört başı mamur şekilde, enine-boyuna anlatılmalıdır,
böylelikle halkın neyi oylayacağı hususunda bilgilendirilmesi gerekir.
“Plebisit” ise
Latince “plebiscitum” sözcüğünden türemiştir, Roma Döneminde ayrıcalıklı
kesimin dışında kalan geniş halk kitlelerinin, Plebs’lerin oyuna başvurmak
anlamındadır. Plebisiter oylamada halka tek bir soru yöneltilir o da evet ya da
hayır’dır. Plebisiter yöntemde öncelikli amaç halkın oyuna sunulacak hususta
önceden kapsamlı olarak bilgilendirilmesi değildir, halkın üzerinde görülen
ayrıcalıklı kesim bilgilendirilmiştir,
ayrıca halkın oyuna başvurulması bir lütuftur, ihsandır. Şekli olarak
halkın da görüşü alınarak, ayrıcalıklılar tarafından pişirilen, hazır hale
getirilen bir yasa metni propaganda
destekli, ani ve baskın bir oylama ile
halka onaylattırılır, böylece bir
bütünlük görüntüsü sağlanmak istenir.
“Konsensus”
(oydaşma) Latince “consensus”
(anlaşma) sözcüğünden gelir. Bir karar alma sürecine katılanların belli bir
hususta fikir birliğine varmaları anlamına gelir. Konsensus’a uzlaşma ile
varılır, ortak irade olarak da
tanımlanabilir.
Demokrasilerde
asıl olan temel normların (anayasa, yurttaşlık yasası, ceza kanunu gibi)
toplumun tüm kesimlerinin ortak iradesi, oydaşması (konsensusu) ile yasalaşması
ve yürürlüğe girmesidir. Devletin omurgasını,
temel hak ve özgürlükleri, anayasal güvence altındaki kurum ve
kuruluşların (üniversiteler, yüksek yargı organları ve sair) yapısını
etkileyecek olan yasa değişikliklerinde ilgili kurumların, üniversitelerin,
sendikaların, meslek birliklerinin, sivil toplum örgütlerinin görüşü alınmalı
ve halk bu süreçte eşanlı (simultan) olarak bilgilendirilmelidir. Sürecin
sonunda getirilmek istenen yeniliğe halkın tasvibi istendiğinde, halk bilerek
ve isteyerek tercihini belirleyebilecek bilince ve siyasi olgunluğa
erişebilmiş olmalıdır. Bu ortam
sağlanmadan, kapalı kapılar arkasında yapılan çalışmalar sonucu, belli
gruplarla uzlaşarak ya da uzlaşma olmaksızın (adeta dayatarak), yoğun bir
propaganda ile ani ve baskın bir yöntemle (yangından mal kaçırırcasına) halkın
oyuna başvurmak, netice itibariyle bir referandum (halk oylaması) olmaz,
oydaşmayı (konsensusu) yansıtmaz ve plebisiter oylama olarak kalır.
Uzun lafın
kısası, niyet daima sonucu belirler. Maksadınız bildiğinizi okumak ise
halkın iradesini yanıltmaya çalışır ve
söz de onların da onayını alıyor
görüntüsü vermeye çalışır, demokrasiyi geliştirmek ise halka değer verir ve
gereğini yaparsınız.
Saygılarımla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder