12 Ağustos 2013 Pazartesi

Kaos üzerine

Kaos üzerine,

Kaos Yunanca Khaos sözcüğünden tüm Batı dillerine ve dilimize geçmiş bir kavramdır, siyaset biliminde ve sosyolojide düzensizlik, karmaşa anlamındadır, anlaşılamayan bir durumu ifade etmek üzere kullanılır.

Müspet bilimlerden Fizik ve Matematik’te de düzensiz ve birbirinden bağımsız hareket eden değişkenlerin yarattığı kimi sonuçları, nedenlerini araştırmak üzere yapılan çalışmalar  kaos kuramı ile ifade edilir.

Kaos adını verdiğimiz yapı her ne kadar düzensiz görünüyor ya da algılanıyor olsa da kaos ve düzen bir birine sıkı sıkıya bağlıdır. Kaos içerisinde var olan ve  sürekli değişkenlik arz eden değişkenler dahi bir düzen içerisinde hareket eder ve netice itibariyle çevremizde fiziksel ve maddi anlamda  sonuç yaratırlar.

Büyük Patlama (Big Bang) sonucu ortaya çıkmış ilk maddenin (kütlenin) ortaya çıkışını anlayabilmek amacıyla yürütülen CERN Projesi çerçevesinde Büyük Patlamanın (Big Bang) simulasyonu gerçekleştirilmiş ve dünyanın oluşumundaki ilk kütleye ulaşılmaya çalışılmıştır. 4 Temmuz 2012 tarihindeki simulasyonda elde edilen  parçacığa Higgs Bozonu adı verilmiş ve bu parçacığın Büyük Patlama (Big Bang) sonucu ortaya çıkmış ilk kütle (madde) olabileceği açıklanmıştır.

Kaos sözel manada eldeki teknik veri ve  imkanlarla açıklanamayan bir durumu ifade eder. Bilim ve teknolojinin ilerlemesiyle bir kaotik oluşuma etki eden, bir birinden bağımsız hareket eder gibi görünen ya da öyle algıladığımız değişkenler algılanabildiği, anlaşılabildiği ve izah edilebildiği ölçüde kaos (öngörülemezlik) yok olur, gözümüzdeki perde kalkar ve aydınlığa kavuşuruz.

Uluslararası camiada Kaos bir toplumu ya da bir bölgeyi geri bırakmak, yıkmak, yakmak ve dağıtmak için de kullanılır. Emperyal güçler yarattıkları, bilgi kirliliği, belirsizlik ve düzensizlik ortamı içerisinde hedef kitleyi  istikrasızlaştırır, kitleyi küçük parçalara ayırmak amacıyla etnik ve dini çatışmalar yaratır, binlerce yıldır birlikte barış içerisinde yaşamış insanları bir birine düşman eder ve  bir daha bir birinin yüzüne bakamayacak, bir araya gelmeyecek hale getirir.

Aklı, bilimi reddeden, dogma ve hurafelerle yaşamayı yeğleyen toplumlar kaos içerisinde yaşamaya, birilerinin boyunduruğu altında çile çekmeye devam edeceklerdir.

Kaosa sürüklenmemenin ve/veya  kaostan çıkışın tek çaresi ise aklın ve bilimin egemenliğine inanmak, Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi “fikri hür vicdanı hür nesiller yetiştirmektir.

Fatih Selim Yurdakul



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder