Türkçe’de “engelli” kavramı üzerine.
Öncelikle engelli
tanımlamasını kabul etmeden önce
kullandığımız diğer tanımlara değinmek isterim. Hepimizin bildiği üzere; çok
önceleri engelli yerine sakat sözcüğünü kullanıyorduk, daha sonra özürlü
sözcüğünü kullanmaya başladık ve nihayet
engelli sözcüğünde karar
kıldık.
Arapça kökenli
olan sakat sözcüğü, vücudunda eksiği olan ya da hastalıklı anlamında
kullanıldığı gibi, genel kullanımda
bozuk ve/veya eksik anlamına da gelmektedir.
Sakat sözcüğü
ve beraberinde bedensel eksiklikler ve
hastalıklar, dilimizde yer yer hiç de hoş olmayan (kimi zaman aşağılamak
maksadıyla) deyimlerle ve atasözleriyle birlikte kullanılmıştır ve hala da
kullanılmaktadır, sakatın teki!, sakata
gelmek (argo, tuzağa düşmek), kör müsün nesin?,
sağır sultan bile duydu sen duymadın!, sağır duymaz yakıştırır! gibi.
Özürlü sözcüğü ise ayıplı manasına gelir ve engellilerin ayıplanacak, arsınacak,
kendilerinden utanacak bir durumları varmış gibi bir algılamaya dayanır.
Engellileri dışlayan, ötekileştiren ve aşağılayan bir tanımlamadır.
Engelli sözcüğü ise İngilizce’deki disable sözcüğünün Türkçe’ye çevirisidir.
Daha pozitif ve kapsayıcıdır, engellileri
dışlamayan, aksine kucaklayan bir tanımlamadır.
Geç de olsa bu
tanımın benimsenmesi, yeni nesillerin engellilere bakış açısını değiştirmesi
açısından olumlu olmuştur, olacaktır.
Nitekim; engelli sözcüğü kamuda da genel kabul
görmüş ve T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde faaliyet
gösteren Özürlüler İdaresi Başkanlığı’nın adı 31.12.2011 tarihi itibariyle
Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne dönüştürülmüştür.
Gelecek
nesillerin sağlıklı bir düşünce yapısı ile yetiştirilmesinde dilde yapılan bu
tür zenginleştirmelerin, dağarcımıza katılan yeni sözcük ve deyimlerin önemi büyüktür, hayatidir. Zira; bir işe
başlarken daha başta sarf edilen ilk
söz, samimi olduğunuz sürece, niyetimizi belli eder. Düşüncelerin yaşama
geçirilmesinde, eskilerin deyimiyle kuvveden
fiile, yeni deyişle düşünceden eyleme
geçişte sözcükler ve deyimler sizin ne
yolda olduğunuzu, maksadınızı açıklar.
Dil beynin, ne
düşündüğümüzün yansımasıdır. Dil gövdenin yarısıdır şeklindeki ata
sözümüz de bunu pek güzel ifade eder.
Saygılarımla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder