“Mey”, “Meyhane” ve “Muhabbet” üzerine.
“Mey” Farsça kökenlidir,
şarap anlamındadır (ağzı yassı bir zurna türüne de mey denir), tabiatıyla
“meyhane” ise şarap içilen yer demektir.
“Muhabbet” ise Arapça
kökenlidir, dostça konuşma, yarenlik manasına gelir. Habib (sevgili) sözcüğü
ile aynı kökten türemiştir. Özü sevgidir, sevgiden gıda alır, beslenir.
Muhabbet ettik dediğimizde, bir birimize olan sevgimizi ifade ettik, seviştik
demek isteriz.
Meyhanede mey içilir
(şarap ya da rakı), muhabbet edilir, yarenlik edilir. Meyhane dostlar (bir
birine sevgi ile bağlanmış), yarenler
meclisidir, Meyhanede yaşama dair
bir çok şey konuşulur, öğretilir, öğrenilir. Almak isteyene oturma, yeme-içme adap ve erkanı verilir .
Meyhanenin müdavimleri oturduğu gibi düzgün
kalkmasını bilen düstur sahibi zat-ı muhteremlerdir, başka türlü o mahsus
mahalde mekan tutamazlar.
Meyhanede maksat karın
doyurmak değildir, meyin yanında az biraz
meze yenir. Necati Cumalı’nın
“Tütün Zamanı” adlı öyküsünde
geçen şu tirat “ Yap işte bildiğin gibi bir şeyler ! Karın doyuracak
değiliz, maksat biraz muhabbet olsun..” bunu anlatır.
Mey’in asıl dostu, olmazsa
olmazı muhabbettir. Mey dost ile içilir.
Meyin Türk Tasavvufunda,
Divan ve Halk Edebiyatında da yeri vardır. Yer yer mistik bir anlam da
yüklenir. Mey; meyhane dışında, yine dostlar meclisi diyebileceğimiz, Bektaşi
Ayin-i Cemleri ve Mevlevi Ayinlerinde, semaha ve/veya semaya dönmeden, Ulu
Yaradana El Açmadan önce, sınırlı miktarda içilir. Maksat serhoş (çakır keyif) olmak değil, dem
tutmaktır, kıvama gelmektir.
Diğer yandan; birilerince
milli içkimiz olarak takdim edilen “ayran”ın dostlar meclisinde yeri yoktur,
“ayran” içilmez. Ayran yoğurttan mülhem
bir meşrubattır, harareti alır. Ancak,
ayranın verdiği serinlik uzun soluklu değildir, özü, feri kesiktir. Bunun
içindir ki ayran üzerine güzel Türkçemizde bir çok deyim ve ata sözü vardır;
“ayran gönüllü” (geçici hevesleri olan), “ayranı kabarmış” (hiddetlenmiş),
“ayran mı içtik ayrı düştük? ” (aramız mı bozuldu manasında) gibi.
Mey de bizimdir (rakı ve
şarap), ayran da. Her ikisi de Anadolu’da yaşamış, bu topraklarda bir birine
geçmiş, hercü merc olmuş medeniyetlerin bizlere mirasıdır, armağanıdır. Türk
İnsanı rakı, şarap da içer, ayran da. Neyi nerede içeceğini de pek ala bilir.
Yeter ki birileri karışmasın.
Afiyetle kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder